
Gurbet Ayrılığı
Saydık:Bir.
Nihayet erişilmesi mutlak bir sevgili midir?
İnkâr rengi gözlerin parça parça dağılan göğün alnına serilsin.
Ben, kendimi bildim mi, bilemedim değil
Soyulan parmak etlerimi dün gece telaş içinde dağıttım
Kâğıtlar daima şenliğin dalgın urganlarına asılıyor ve büyüyorum
Kimi zaman boynumu kırıyor bir rüzgâr
Kimi zaman şarkılar söylüyorum unuttuğum o güvercin aylaklığına
Kaybolmak, unutmak
Haşreden bir yanılgıdır tebessümleri pencerenin
O perdeleri ömrüme doğrulan bileklerin, açılıyor ve değiyor sırtıma
Sırtıma kan paylıyor dünya, layıkıyla yaşıyorum âbâmın diline sığınarak
Dilediğim efkâr gönlüme serilir, gözlerini ezberimden çekerim.
Tanıdık biri
Dün sahranın bahçeye açılacağını bildirdi
Büyük bir şairin mucizesini kendi elleriyle gördüğünü söyledi
Giderken sevda kıldı üstünde nefesine boğum toprağı
Bazı çiçekler açtı sözünün döküldüğü yerlerde
Gitmesine, ulaşan haberin veda etmesine aldırmadı ahali
Çocuklar, o gidenin kambur sırtına atlamaya kalktılar
Zafer hamuruyla biçilen toprakların çocukları bunu yaparken kabarttı göğsünü
Toprak, utancından eşlik etti kızaran bir göğün yanaklarına
Tanıdık biri gitti, bildik biri girdi içeri
Ben onun gölgesine, bakmaktan alıkonulmayacak güzelliğine aldırıyordum
Yeni baharın getirdiği kitabı okumayan körlere bakınarak yerimden kalktım
Dörtnala geçtim umman bilineni, bildim de değil.
Burnumdaki havayı boz bir renge bürüyen nefesimi boynuma doladım
Ölmek, kapuna erişene kadar bir yaşam sevişliği
İlmeklerini çözmek o narin bileklere nasip değil.
